Türkler (Türkiye Türkleri), çoğunlukla Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu'nun eski topraklarında yaşayan, Türk halkıdır
Bazı araştırmacılara göre, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından önceki dönemlerde elinde bulundurduğu coğrafi alanlar (başlıca Bulgaristan, Kıbrıs, Gürcistan, Yunanistan, Irak, Kosova, Makedonya, Romanya ve Suriye) üzerinde İmparatorluk yıkıldıktan sonra kalan büyük Türk azınlıklar da "Türkler" sınıfına girer. Bununla birlikte Avrupa'ya yerleşmiş olan Türkiye Türk göçmen toplulukları (özellikle Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Avusturya, Belçika ve Lihtenştayn'da bulunurlar), Orta Doğu'daki Türkler, Kuzey Amerika ve Avusturalya'daki Türk göçmenler de "Türkler" olarak görülürler.
Türk Tarihinin Başlangıcı [değiştir]
Dünya üzerinde yaşayan insan topluluklarının milletleşme süreci onların avcı-toplayıclıktan çiftçi-çobancılığa geçimesi ile başlar.[38]. Türkleri oluşturacak insan topluluklarının m.ö 6000 lerde koyun yetiştiriciliğine başladığı düşünülmektedir. [39] Bu tarih atlı göçebe Türk kültürünün başlangıcı olarak kabul edilebilir. Bu değişiklikler ile ilk Türk kültürü olan anav kültürü ortaya çıkmıştır. Türklerin atalarının MÖ 2500 ile M.Ö. 1700 yılları arasındaki Afanasiyevo kültürü ile başlayan ve MÖ 1700 ile MÖ 1200 yılları arasındaki Andronovo Kültürü ile devam eden dolikosefal mongolitlerle ortak yönleri bulunmayan Brakifesal ırka dayandıığını savunurlar. Bu ırkın savaşçı ve göçebe kültüre sahip olduğu, MÖ 1700 yılları sonrasında kitleler halinde Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasındaki bölgeye yayıldığı bilinmektedir.[40] Bilinen ilk Türk devleti İskitlerdir.[39][41][42][43][44]
Orta asya dönemi [değiştir]
Göktürk Kağanlığı, Gök Türkler veya Kök Türkler[45] , Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında    (Türük)[46][47] veya      (Kök Türük[46][47] veya Ökük Türk[45]) Tonyukuk Yazıtında ise    (Türkçe Türk[48][49] veya bazı yabacı kaynaklarda Türük[50]) şeklinde geçer (Çince: 突厥 Pinyin: Tūjué; Wade-Giles: T'u-chüeh, Guangyun: dʰuət-kĭwɐt), 552-744 yılları arasında Orta Asya ve Çin'de hükümdarlık sürdüren kağanlık.
Türk adı bugün kullandığımız şekli ile ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları'nda geçmektedir. "Türk" adıyla kurulmuş ilk ve Türk adını resmi devlet ismi şekliyle kullanan ilk Türk devletidir.[51][52] Devletin kurucusu ilk önderi Bumin Kağan'dır. Bumin Kağan'ın kardeşi İstemi Kağan ülkenin batı kanadını yönetirdi. Göktürkler komşuları olan Çin, Sasani (İran) ve Bizans İmparatorluğu ile askeri, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurdular
Oğuzlar, Oğuz Kağan Destanı'na göre 24 koldan ve Kaşgarlı Mahmud'un Divân-ı Lügati't-Türk eserine göre 22 koldan oluşan Orta Asya kökenli en kalabalık Türk boyu. Günümüzde Türk nüfusunun çoğunluğu oğuz boyundandır.
Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz boyları 24 Oğuz boyunu önce iki kolda (Bozoklar ve Üçoklar) daha sonra Oğuz Han'ın 6 oğluna ve son olarak da onların 4 oğluna ayırmaktadır. Listelerin kaynakları, Kaşgarlı Mahmud ve 14. yüzyıl'da yaşayan Reşideddin'e dayanmaktadır. Reşideddin 24, Kaşgarlı Mahmut ise 22 boy saymaktadır.
Anadolu'da İlk Dönem [değiştir]
10. yüzyılda Orta Asya'dan ve İran üzerinden Anadolu topraklarına yerleşen Oğuz-Türkmen başta olmak üzere pek çok boy Türk adı altında toplanmıştır.Türk adı Orta Asya'da Türk ırkına mensup ve Türkçe konuşan toplulukların (Göktürkler) döneminden beri ortak adıdır. Türk (veya Türük,Török,Törk) adı bugün kullandığımız şekli ile ik defa Orhun Yazıtlarında geçmektedir.Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında Türük-   Daha eski olan Tonykuk yazıtının her iki taşında da Türk-   şeklinde geçer.Anlamı da kaynaklara göre Türemek,Miğfer,güçlü kuvvetli olarak verilmektedir.[53][54]
Anadolu'da gittikçe azalan yerli nüfus yerini Türkler'e bırakmaya başlamış ve 10.yüzyılda kurulan Türkmen Beylikleri sayesinde tüm Anadolu'da Türkçe konuşan topluluklar egemen toplum olmuştur.
Anadolu'ya ilk olarak Hun, Sabir, Hazar gibi Türk kavimlerince akın yapılsa da bu akınlar askeri amaçlı yapılmıştır. Ancak 9. ve 10. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlar'a gelen Kıpçak, Peçenek, Uz adlı Türk kavimleri Anadolu'ya Bizans eliyle geçirilmiş ve yerleştirilmiştir. Asıl Anadolu'nun Türkmen/Türk yurdu haline dönüşmesi, doğudan gelen Oğuz-Türkmen göçleriyle olmuştur.
Büyük Selçuklu Dönemi [değiştir]
Göçmen Türklerde bozkırdaki ırmakları geçiş büyük önem arzediyordu. Oğuzname'de salı keşfeden kişi boyun önemli bir atası sayılmaktadır. Hanedanın atası olan Selçuk Bey tarafından temeli atılan bu devlet Bağdat'ı kendine başkent yaparak Abbasi halifesinin koruyucusu konumuna erişti. 1092 yılında Selçuklu hükümdarı Melikşah'ın ölümünden sonra bölünmeye uğradı. Selçuklular tarafından kurulan diğer devletler Kirman Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti, Suriye Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti'dir. 1040-1157 yılları arasında hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Doğu Anadolu'ya egemen olmuş bir Türk devletidir. Kapladıkları alan doğuda Balkaş ve Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda Ege ve Akdeniz sahilleri, kuzeyde Aral Gölü, Hazar Denizi, Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi'ne kadar ulaşıyordu (10.000.000 km2).
Haçlı savaşları ve Moğol istilası, Anadolu'da Oğuz-Türkmen yerleşmelerini yoğunlaştırmıştır.Selçuklu döneminde Çağrı bey döneminde yapılan ilk keşif ve akınlarda yurt arayan binlerce Türkmen aşireti Doğu Anadolu'ya girip Batı Anadolu'ya doğru yerleşmeye başlamıştır.
1071 Malazgirt Savaşı ve 1099 Bizansın Türk bölgelerine baskınlarında Bizans emrinde olan binlerce Türk unsuru zamanla Anadolu Selçuklu saflarına geçmiştir. Anadolu Selçuklu döneminde Orta Asya ve Azerbaycan üzerinden Anadolu'ya gelen Türkmen aşiretleri Batı Anadolu'ya yerleşmeye başlamıştır.
Beylikler döneminde doğudan gelen çok sayıda Türkmen aşireti, Anadolu'da Türk nüfusunun devam etmesine neden olmuştur. Germiyanoğulları, Osmanoğulları Karesioğulları ve Hamitoğulları gibi batıdaki Türkmen beylikleri, Türkmen göçlerinden beslenmişlerdir.
1200lü yılların başında Orta Asya'da yaşayan Harzemşah Türkmenleri Moğol baskınından kaçarak Anadolu beyliklerine sığınmıştır. Orta Asya'da Hotan, Semerkant, Kaşgar, Cent gibi şehirlerde yerleşik olarak yaşayan Türk boylarının pekçoğu Moğol istilasından kaçarak Anadolu'ya yerleşmişlerdir.
1243 yılında Anadolu'nun Moğol istilasına uğramasıyla ve Azerbaycan'da kurulan İlhanlılar devleti aracılığıyla pekçok Türk ve Moğol unsuru Anadolu'ya yerleşmiştir.
Anadolu Selçuklu devleti [değiştir]
Anadolu Selçuklu Devleti (Arapça: السلاجقة الروم el-Salācika el-Rūm Farsça: سلجوقیان روم Selcūkiyân-i Rūm; Rum Selçukluları), Selçukluların Anadolu’da kurduğu devlettir.
Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra hızlandı. Selçuklu komutanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah Anadolu’daki fetihleri batıya yayarak 1075'te İznik’i Bizans’tan aldı ve burayı başkent yaparak bağımsızlığını ilan etti.[55] Böylece kurulan Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlıların son Anadolu Selçuklu sultanını tahttan indirdikleri 1308'e kadar varlığını sürdürdü.
Anadolu Türk beylikleri [değiştir]
Anadolu Türk Beylikleri Haritası
Anadolu Beylikleri, Türklerin 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da kurulan devletlere Birinci Dönem Anadolu Türk Beylikleri, aynı dönemde; önce Anadolu'nun batı ucunda İznik'i başkent edinen, sonradan da Haçlı Seferleri nedeniyle başkentini Konya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam eden Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler ise İkinci Dönem Anadolu Türk Beylikleri olarak ifade edebilir.
Anadolu Selçukluları, Anadolu'daki Türkmen beylerini aşiretleriyle birlikte Bizans ve Kilikya sınırlarına yerleştirmişlerdi. Böylece Anadolu Selçukluları hem devletin sınırlarını güvence altına alıyor, hem de Türkmen beylerini denetim altında tutuyorlardı. Ama 1243'teki Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenilen Anadolu Selçuklu Devleti’nin Türkmenler üzerindeki denetimi zayıfladı. Bu savaşın ardından, Moğolların bir kolu olan İlhanlılar Anadolu’da denetimi ele geçirdiler. Bu süreçte uç beylikleri, önce İlhanlılara bağlı, sonra bağımsız devletlere dönüştüler. Bu beyliklerden biri olan Osmanlı Beyliği, zamanla bütün öbür beyliklerin topraklarını ele geçirdi ve bir imparatorluğa dönüştü.
Osmanlı Dönemi [değiştir]
Fatih'in İstanbul'a girişi.
Günümüz Türk bayrağının 1844'de kabul edilmiş Osmanlı versiyonu
Osmanlı İmparatorluğu veya Osmanlı Devleti (Osmanlı Türkçesi: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه - Devlet-i ʿAliyye-yi ʿOsmâniyye[56]Kaynak hatası: <ref> etiketi için </ref> kapanışı eksik (Bkz: Kaynak gösterme) Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması 1289 yılında olmuştur. Buna karşın Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı Devleti'nin 1299'da Söğüt'te değil 1302'de Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Bafeus Savaşı sonrasında devlet niteliğini kazandığını iddia etmiştir[57], Osmanlı İmparatorluğu'nun Yalova'da kurulduğu iddiasına Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu da destek vermiştir.[58] İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Bizans İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cebelitarık Boğazı (ve 1553'te Fas kıyıları'na, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde Sudan, Eritre, Somali ve Yemen'e uzanmaktaydı.[59] Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve vergiye bağlanmış Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote[60] (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar[61] (1627) ve Lundy[62] (1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüştür. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır.[63] Osmanlı İmparatorluğu, eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir.[64]
Osmanlı devletinin kurulmasıyla Orta Asya'dan gelen göçler kesilmemiştir. Akkoyunlu, Karakoyunlu Türkmenleri devletlerinin yıkılmasıyla Türkmen boyları Anadolu'ya yayılmışlardır. Orta Asya ve diğer bölgelerden göç Azeri Safevi devletinin kurulmasına kadar sürmüştür. 1517 Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinden sonra binlerce çadırlık Suriye, Irak, Dulkadirli Türkmenleri'nin bir kısmı Batı Anadolu'ya gönderilmiştir.[kaynak belirtilmeli]
Osmanlı döneminde Andolu'da yaşayan Türkmen boylarının bir kısmı Balkanlar'a geçirilerek oralara iskan ettirilmiştir ve Balkanlardaki bugünkü Türki grupları oluşturmuşlardır.
1856 ve 1877 Rus-Osmanlı savaşı sonucuyla Anadolu'daki Türk ve müslüman sayısı gittikçe artmaya; Rum ve Ermeni sayısı azalmaya başladı.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı kayıtlarına göre, bu dönemde Balkanlardan Anadoluya geri göç eden Türk nüfusu 3 milyon kadardır (Muhacir).[kaynak belirtilmeli] Bu nüfusa Boşnak ve Arnavut kökenliler dahil değildir.[kaynak belirtilmeli]
1856, 1877 Osmanlı-Rus savaşları ve 1 dünya savaşı sonucuyla kafkasya bölgesinden Türk kökenli halklardan Nogaylar,Azeriler,Terekemeler,Ahıska Türkleri,Balkar,Karaçay gibi Türk topluluklarının göçü yaşanmıştır.
1792, 1860-63, 1874-75, 1891-1902 yıllarında Karadeniz'in kuzeyinde Rusların baskısı artması sonucu 2 milyona yakın Türki dil konuşan Kırım Tatarı ve Kazan Tatarları Anadolu'ya yerleşmiştir.[kaynak belirtilmeli]
1914 Resmî istatistiğine göre (Kars, Ardahan ve Artvin hariç; Arap ve Kürtler dahil) çoğunluğu Türk olan 13.4 milyon müslüman vardır.[66]
Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkan topraklarına dair etnik grafik harita (1861)
2001 Nüfus sayımına göre Türk nüfus oranı: ██ %50 ve üstü██ %20 ve üstü██ %10 ve üstü
Türklerin Bulgaristan'dan Göçü, 1878-1994[67]
Yıl |
Sayı |
Not |
1878-1912 |
350,000[67] |
93 Harbi, Balkan Savaşları |
1923-33 |
101,507[67] |
1933 Razgrad Olayları |
Eylül 1934 |
97,181[67] |
1934 Balkan Antantı |
Eylül 1940 |
21,353[67] |
1940 Craiova Anlaşması |
1950 |
154,198[67] |
Kore Savaşı |
1952-68 |
24[67] |
|
1969-78 |
114,356[67] |
|
1979-88 |
1o[67] |
|
1989 |
321,800[67] |
150,000'ni 1990'larda bulgaristan'a döndü.[67] |
1991-92 |
50,000[67] |
|
1993-94 |
70,000[67] |
|
|
Osmanlı devletinin Yıkılma süreciyle birlikte yaşanan büyük savaşlarla Gelen Türk ve müslüman göçler Türkiye cumhuriyeti kurulmasıyla birlikte devam etmiş Türk-yunan nüfus mübadelesi,Bulgaristan dan Türklerin sürgün hareketleri,Kıbrısta yaşanan olaylar ve sonucunda yaşanan savaş sonucuyla Kıbrıs'ta oluşan Türk göçü ve Balkanlar,Kafkasya,Orta asya ve ortadoğu bölgelerinden savaşlar ve ekonomik sebeplerle Türk toplumlarının önemli göç hareketleri olmuştur.
Günümüzde Türk guruplarının göç hareketleri halen devam etmektedir.Irak türkleri,Suriye türkleri,Ahıska türkleri,Azerbaycan türkleri,Kırgız,Türkmen,Tatarlar ve diğerleri olmak üzere belirli oranlarda yaşanmaktadır.
Türklerin diğer dillerde Söylenişleri ve yazımı
İngilizce:Turkish ,Almanca:Turken ,Fransızca:Turcs ,Rusça:Ту́рки ,Hollandaca:Turken ,Lehçe:Turcy ,Latince:Turcae ,Portekizce:Turcos ,Macarca:Törökök ,Sırpça:Турци ,Çekçe:Turci ,Arnavutça:Turqit ,Özbekçe:Turklar ,Hırvatça:Turci ,Katalanca:Turcs ,İndonezya Dili:Bangsa Turki ,Ukraynaca:Турки
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi [değiştir]
Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti (yardım·bilgi)[68], başkenti Ankara olan ve Eski Dünya karaları denilen Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı noktada bulunan ülkedir. Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadası'nda, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ile, İran, Irak ve Suriye'dir.
Türkiye, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı sonunda yenilmesinden sonra, Osmanlı Devleti'nin yerine kurulan ardıl devletler içinde tek bağımsız devlet olarak[69][70] devletin Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki halkın büyük mücadelesi ile kurulmuştur. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler ise Türkiye'nin (başlıca ardıl olmak bir yana) tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.[71] 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyeti ilan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu iradesinin sahibidir.
Türk milletini oluşturan Türki unsurlar
- Türk : Avşar, Yörük, Manav, Türkmen, Tahtacı, Kıpçak, Tatar, Nogay, Cerit, Kırgız, Karapapak, Terekeme, , Azeri, Özbek, Harzem, Çepni, Oğuz, Kırımçak, Karaçay, Balkar,Yıva,Begitli,Büğdüz,Bayat,Yazır,Eymür,Karabölük,Alkaevli,İğdir,Üreğir,Tukirka,Ulayundluğ,Tüger,Çavuldur,Çarukluğ,Çuvaş, Kumuk, Karakalpak, Uygur, Ahıska,Gagavuz, Salurlu, Yerli, Pallık,Aydınlı,Abdal,Üçok, Sıraç, Nalcı, Çaylak, Teber, Beydili, Barak, Karabağlı, Şaman, Şamlı, Torbeş, Dodurga, Bayındır, Kınık, Ortakçı, Amuca, Bedrettinli, Karamanlı, Kırım Tatarı, Kazan Tatarı, Başkırt, Yakut, Hazar, Karakeçili, Sarıkeçili,Torlak,Kızılbaş,Peçenek,Çıtak, Eybek,Sancaklı, Dobrucalı,Kıbrıslı.
2007 yılında Milliyet Gazetesi'nin Konda Araştırma Şirketine yaptırdığı ve şirketin denekler ile tüm Türkiye çapında 47958 kişiyle evlerinde yüzyüze yaptığı bir anket neticesinde Türkiye'nin etnik yapısı deneklerin kendilerini tanımlmalarına göre şu şekilde ortaya çıkmıştır:[72]
Araştırmada kullanılan kimlik grupları |
Toplamda % |
Deneklerin Söyledikleri Kimlik kategorileri |
Toplamda % |
Türk |
81,33 |
Türk |
81,33 |
Yerel kimlik |
1,54 |
Manav |
0,59 |
Laz |
0,28 |
Türkmen |
0,24 |
Yurt içi bölge adı |
0,22 |
Yörük |
0,18 |
Anadolu Türk boyları |
0,03 |
Asya Türkleri |
0,08 |
Tatar |
0,04 |
Azeri |
0,03 |
Orta Asya Türk boyları |
0,01 |
Kafkas kökenliler |
0,27 |
Çerkes |
0,19 |
Gürcü |
0,08 |
Çeçen |
0,004 |
Balkan kökenliler |
0,22 |
Balkan ülkelerinden |
0,12 |
Boşnak |
0,06 |
Bulgaristan Türkü |
0,04 |
Göçmenler |
0,4 |
Muhacir |
0,22 |
Balkan Göçmeni |
0,16 |
Yurt dışı bölge adı |
0,02 |
Müslüman Türk |
1,02 |
Müslüman |
0,58 |
Müslüman Türk |
0,44 |
Alevi |
0,35 |
Alevi |
0,35 |
Genel tanımlayanlar |
0,36 |
Türkiyeli |
0,23 |
Dünyalı |
0,12 |
Osmanlı |
0,01 |
Kürt-Zaza |
9,02 |
Kürt |
8,61 |
Zaza |
0,41 |
Arap |
0,75 |
Arap |
0,75 |
Müslüman olmayanlar |
0,1 |
Ermeni |
0,08 |
Rum ve Hıristiyan |
0,01 |
Yahudi |
0,004 |
Süryani |
0,004 |
Roman |
0,03 |
Roman |
0,03 |
Diğer ülkelerden |
0,05 |
Avrupalı |
0,02 |
Diğer Asya Ülkelerinden |
0,01 |
Rus |
0,01 |
İranlı |
0,004 |
Amerika-Afrika |
0,004 |
TC vatandaşı |
4,45 |
TC Vatandaşı |
4,45 |
Toplam |
100 |
|
100 |
Türklerin ve Türkçülüğün yapısı [değiştir]
Atatürk; Sofya Ataşemiliteri iken, verilen kostümlü baloya yeniçeri kıyafeti ile gitmiş ve etrafında derin bir hayranlık uyandırmıştır.
1939 tarihinde yayımlanan Yurt Bilgisi ders kitabından; "Türk ırkı Brakisefal’dir. Dünya üzerinde büyük bir tarih ve medeniyet yaratmış ve yaşatmış olan Türk ırkı benliğini en ziyade korumuş bir millettir. Türkler, tarihten önceki ve sonraki zamanlarda, yayıldıkları, göçtükleri geniş ülkelerde rastgeldikleri ve yurtlarına komşu oldukları ırklarla karışmak mecburiyetinde kalmışlardır. Fakat bu karışmalar Türk ırkının kendine mahsus benliğini, vasfını kaybettirmemiştir. Ancak uzun zamanlar çokluk olan ırkların arasına karıştıkları vakit -bazı yerlerde- o ırkların içinde adlarını sanlarını, ve dillerini unutmuşlardır. Türk Milleti bu suretle karıştığı ırkları yükseltmiş ve ilerletmiştir. Büyük Türk ırkı, kendine mahsus ad ve sanile ve ortaklaşa (müşterek) dili, kültürü, tarihi, anı (hatıra) larıyla, bugünkü millet tarifine uygun büyük bir varlıktır."[kaynak belirtilmeli]
Eski Türkler içerisinde en kalabalık boy olan Oğuzlar'ın, büyük ölçüde bugünkü Azerbaycan ve Anadolu Türklerine benzediğine inanılmaktadır.Genellikle beyaz-buğday tenli, brakisefal (yuvarlak başlı), elmacık kemikleri gelişkin;ama Mongoloid (Sarı) ırktaki gibi de çıkık değil.Göz kapaklarında ise çekikliğe rastlanmaz ve Mongoloid tipte bir çekiklik yoktur.[kaynak belirtilmeli]
"Uzun boylu, uzun beyaz simalı, düz veya kemerli ince burunlu, muntazam dudaklı ve göz kapakları çekik değil, badem gözlü bir ırk” Dr. Reşit Galip, Türk Irk ve Medeniyet Tarihine Umumi Bir Bakış-I. Türk Tarih Kongresi. Konferanslar ve Müzakere zabıtları (Ankara, 1933)
Ziya Gökalp,Türkçülüğün Esasları adlı eserinde şu bilgileri veriyor: Bu milletin yakın zamana kadar kendisine mahsus bir adı yoktu. Tanzimatçılar ona: 'Sen yalnız Osmanlısın. Sakın başka milletlere bakarak sen de milli bir ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına sebep olursun' demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile, 'Vallahi Türk değilim. Osmanlılıktan başka hiçbir içtimai zümreye mensup değilim' demeye mecbur edilmişti.(s.34)
Amerikalı Türkolog, Carter V. Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türkleri'ni; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir. Otobüs, Ankara'ya gelene kadar pekçok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş. Bu duraklarda Türkler pekçok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçe'yi korumayı başarabilmişlerdir. Türkçe, Anadolu Türkleri'nin ve Milleti'nin anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir. İkincisi otobüs pekçok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur.[kaynak belirtilmeli]
Türk etnisitesini oluşturan grubun büyük çoğunluğu İslam'ın Hanefi mezhebindendir (%75 civarında)[kaynak belirtilmeli]. İkinci büyük grubu, Alevi mezhebine bağlı olanlar (%15 civarında)[kaynak belirtilmeli] oluşturur. Türk etnisitesinin içinde yer alan Azeriler'in büyük çoğunluğu da (%64 civarında) Caferi'dir[kaynak belirtilmeli].Türkiyede %9 civarındada şafi vardır.
Türklerin dini hayatını kısaca İslamiyet öncesi ve sonrası olmak üzere iki ana kısma ayırabiliriz. İslamiyeti kabul etmeden önce Tengricilik dinine tabi olan bu Asya topluluğu, önce yönetici kesminin daha sonra da halk tabakasının Müslümanlığı kabul etmesiyle İslam'ı inanç dünyalarının merkezine yerleştirmişlerdir. Zaman,zaman Dış Güçlerin yardımıyla,mezhep çatışması (Alevi-Sünni anlaşmazlığı) yaşanmıştır.[73] En önemli mezhep çatışması Yavuz Sultan Selim zamanında Şii'liğe tabi olmak isteyen Türkmenler yüzünden çıkmıştır. Bazı tarihçilere göre 155000, bazılarına göre 80000 veya 40000 Alevi Türkmen, Yavuz Sultan Selim zamanında öldürülmüştür.[74]
-
Karamanoğlu Mehmet Bey'i, Türkçeyi resmi dil ilan ederken tasvir eden heykel.
Tüm Türk dilleri konuşanların sayısının dillere göre paylaşımı
Türkçe veya Türkiye Türkçesi, varlığı tam olarak ispatlanamamış ortak Altay dil ailesine bağlı Türk dillerinin Oğuz öbeğine üye bir dildir. Türk dilleri ailesi bünyesindeki Oğuz öbeğinde bulunur.[75] Türkçe dünyada en fazla konuşulan 15. dildir.
Türkçe Türkiye, Kıbrıs, Irak, Balkanlar, Orta Asya ve Orta Avrupa ülkeleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Ayrıca bu dil, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti[76] ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmî; Romanya, Makedonya, Kosova ve Irak'ın ise tanınmış bölgesel dilidir. Bunun dışında aynı öbek olan Oğuz Öbeğinde bulunan Azerice ve Türkmence, İran, Azerbaycan, Afganistan, Gürcistan ve Türkmenistan'da konuşulur. Türkçe birçok diyalekte sahip bir lisandır.
Türkler Orhun,Göktürk, Uygur, Arap, Mani, Brahmi, Süryani, Grek, İbrani, Kiril, Latin alfabelerini kullandılar. Türkiye'de 1928'den beri Latin alfabesi kullanılmaktadır.
Orhun alfabesi örnek harfler: 
Türkçe, Türkiye'nin ve Türkiye Türklerinin kurumsal dilidir. Türkiye'de Türk Dil Kurumu, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyeti olarak bağımsız bir kurum olarak kurulmuştur. Türk Dil Kurumu dilin yalınlaşması, Türkçe ile ilgili bilimsel araştırmaların yapılması, yabancı kökenli sözcüklerin değiştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Ancak 1983'te çıkarılan bir yasayla Türk Dil Kurumu, Atatürk'ün vasiyetine karşın kapatılarak aynı ad altında Başbakanlığa bağlı bir devlet dairesi kurulmuştur.[77]
Türkçe dünya genelinde çok yaygın kullanılan önemli bir dildir.Avrupa birliği araştırmasına göre dünyada 77 milyonun anadili ikinci dil olarak konuşanlarla birlikte 83 milyonun insanın konuştuğu bir dildir.
Türkçe'de Arapça, Farsça, Fransızca vs. dillerden geçmiş kelimeler bulunurken, Türkçeden; Arapçaya, Farsçaya, Boşnakçaya, Yunancaya, Sırpçaya, Ermeniceye, İbraniceye, Bulgarcaya, İngilizce, Fransızca gibi dillere de geçen bir çok kelime olmuştur.
Divanü Lügati't-Türk (Arapça: ديوان لغات الترك) , (Günümüz Türkçesi ile: Türk Diyalektleri Sözlüğü) , Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072 - 1074 yılları arasında yazılan Türkçe - Arapça bir sözlüktür. Türkçe'nin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesi hakkında var olan en kapsamlı ve önemli dil anıtıdır.
Türkiyede kullanılan Türkçe, İstanbul şivesinden alınmıştır. Ege şivesi, Karadeniz şivesi, orta Anadolu şivesi, doğu Anadolu şivesi ve güneydoğu Şanlıurfa şivesi vardır. Bunun dışında Türkçe, Azerice ve Türkmenceyle çok yakın bağlantılıdır. Karşılıklı anlaşılabilirlik vardır.
Türkçenin Anadolu'da kullanılmasında öncülük eden beylerden Karamanoğlu Mehmet Bey'in yeri ayrıdır. Beyliğinde fermanı şöyledir:
|
« Bugünden sonra divanda, dergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır[78]. » |
|
|
- Ana madde: Türk kültürü
Altay dil grubuna mensup bir dil konuşan Türkler'in kültürünün temeli, Orta Asya menşelidir. Anadolu uygarlıkları ve İslam uygarlıklarından gelen kültürün de birleşmesiyle Anadolu Türk Kültürü ortaya çıkmıştır. Hitit, Frig gibi Anadolu uygarlıklarının ve Doğu Roma gibi bir büyük uygarlığın etkisi derindir. Selçuklu ve Osmanlı dönemiyle beraber melez bir kültür ortaya çıkmıştır. 1923 yılından itibaren yapılan devrimle Türkler, Batılı yaşam tarzını benimsemişlerdir.[kaynak belirtilmeli]
Müzik alanında Türk halk müziği,Türk sanat müziği,Türk pop müziği,Türk folklörü,Aşık veyselinde söylediği üzere Türküz türkü çığırız sözüyle halk müziğinin önemini vurgulamıştır.
Türk edebiyatı [değiştir]
Türk edebiyatı,Türk yazını veya Türk literatürü, Türk dilinde yazılmış sözlü ve yazılı metinlerdir. Türklerin İslamiyeti kabullerine kadar farklı Türk dil ve alfabeleri kullanılırken, İslamiyetin etkisiyle Farsça ve Arapça kullanılmaya başlanmış, Osmanlı döneminde Türkçe'nin Arap alfabesiyle yazıldığı Osmanlıca eserler verilmiştir. Özellikle saray çevresinde, Fars edebiyatının etkisiyle üretilen bir edebiyat anlayışı ağır basmıştır. Zaten okur-yazarlığın olmadığı ya da oldukça az olduğu halk arasında, sarayın Divan Edebiyatı etkili olamamış, Anadolu'da sözlü gelenek uzun bir süre devam etmiştir.
Türk edebiyatının tarihi yaklaşık 1500 yıl öncesine dayanmaktadır. Bilinen en eski Türk yazıları 8. yüzyıldan kalma Orta Moğolistan'daki Orhun Irmağı vadisinde bulunan Orhun Yazıtları'dır.[79] Türklerin İslam'ı kabul ettikten sonraki edebiyat metinleri lügatlar, fıkıh eserleri, peygâmberler tarihi, şecere türü yapıtlardır. 15. yüzyılda Dede Korkut Kitabı ile başlayan destan türüne ek olarak, mektuplar, menakipler, tarihler, tezkireler nesir türünün biçimleridir. Türk halk edebiyatı, aşık ve tekke kollarıyla eski çağlardan beri süregelir. Halk edebiyatının bilmece, destan, masal, efsane, hikâye, atasözü, fıkra, menkıbe, deyim, oyun biçimleri vardır. Tekke edebiyatının nefes, ayin, ilahi, naat, mevlid, münacat kalıplarıyla gelen kolları günümüze ulaşmıştır. Halk edebiyatı yanında klasik edebiyat denilen Divan edebiyatı gelişmiştir. Batı'da roman türünün yaygınlaşmasıyla Türk edebiyatı da telif ve tercümelerle 1800'lerden başlayarak bu yöne eğilmiştir.[80]
Türkiye'de Cumhuriyet döneminin ilk devrinde Milli Edebiyat hâkimdir. Halk diliyle yazan ve Genç Kalemler dergisinde toplanan yazarlar eserlerinde Türklüğü, vatanı, kurtuluş mücadelesini anlatmışlar; kendilerinden önceki bireye dönük Edebiyat-ı Cedidecileri eleştirmişlerdir. Bu devrin en önemli yazarlarına örnek olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Halide Edip Adıvar verilebilir. Milli Edebiyat'ın milliyetçi görünümü sonraki devirde Anadoluculuk ve halkçılık olarak edebiyata yansımıştır.[81] Bu dönemde Beş Hececiler ve Yedi Meşaleciler grupları kurulmuştur.[82] Daha sonra II. Dünya Savaşı ve savaşın siyasal etkileriyle toplumculuk ve köycülük akımları güçlenmiştir.[83] Âşık ve tekke edebiyatı, modernleşmenin etkisiyle gücünü kaybetmiştir. Divan edebiyatından ise Dil Devrimi, Türkçe'nin ön plana çıkarılması ve değişen edebiyat akımlarıyla, Osmanlı'ya ait bir tür olarak vazgeçilmiştir.
Modern Türk edebiyatı öykü, roman, eleştiri, deneme, şiir ve tiyatro eseleri gibi hemen her türde örnekler içermektedir. Genellikle modernist bir çizgide seyretmekte olsa da postmodernizmin etkileri de yoğun olarak görülmektedir.
Türk müziği
Türk müziği, Türkler'in Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Selçuklu ve Osmanlı döneminde belirginleşen müzik. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir. Osmanlı'nın son dönemindeki modernleşme hareketleriyle Batı etkisi görülmeye başlanmış, bu etki Cumhuriyet döneminde daha da artmıştır.
Türklerin İslamiyet'i kabullerinden çok önce dini törenleri yöneten şaman, kam ya da baksı, elinde belirli sesler çıkaran demir parçalarının bağlı bulunduğu bir değnekle topluluğu etkiliyordu. Bu törenlerde davulun da önemli bir yeri vardır.
Çin'in kütüpane, Hun Türkleri'nde, Uygur Türklerinde, Selçuklular'da ve Osmanlılar'da müziğe büyük yer ve önem veriliyordu. Ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Selçuklu ordusu yoktur.
Eski Türk Hakanlarının saraylarında ve ordugahlarında musiki takımları 9 kök denilen eserleri her gün çalardı.
Geleneksel Türk Müziği [değiştir]
Halk müziği ve "klasik" Türk müziği arasında çok önemli bir bağ vardır. Nitekim türkülerin pek çoğunda klasik musiki makamları kullanılmıştır. Aynı şekilde, türkü, köçekçe, oyun havası, sirto, vb. halk musikisi formları klasik Türk musikisinde kullanılmıştır. İsmail Dede Efendi, Şakir Ağa, Şevki Bey gibi büyük klasik musiki bestekarlarının hemen hepsinin halk musikisi formlarını kullandıkları gözlemlenir.
- Şehirlerde, saray çevresinde ve konaklarda
- Kâr, beste, semai, şarkı
- Türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası
- Mehter müziği
Klasik Türk Müziği [değiştir]
Osmanlılar yalnız musiki sanatına değil musiki ilmine de büyük önem verdiler. Türk müziğinin Arap, Acem, eski Yunan ve Bizans asıllı olduğunu ileri sürenler vardır. Ancak Klasik Türk Müziği genel nitelikleri bakımından Türk asıllıdır. Osmanlı uygarlığı her alanda büyük bir sentez geliştirdiği gibi, Türk müziği potasında yerel pek çok renk bu müziğin parçası haline gelmiş ve bunun karşılığında da Osmanlı musikisi devletin kapsadığı topraklar ve ötesine büyük etkilerde bulunmuştur.
Türk Halk Müziği [değiştir]
Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Uzun havalar Anadolu'nun değişik bölgelerinde bozlak, türkmani, maya, hoyrat, divan, ağıt gibi adlarla anılır. Bunlar genellikle Karacaoğlan, Emrah, Ruhsati, Sümmani ve daha birçok tanınmış halk ozanının deyişleri üzerine yakılmıştır.Aşık veyselinde söylediği üzere Türküz türkü çığırız sözüyle halk müziğinin önemini vurgulamıştır.
Klasik Batı Müziği [değiştir]
Türkiye'de Cumhuriyet Döneminde girişilen devrim hareketleri sanat konularına da yöneldi. Daha çok Klasik Batı müziğine önem verildi.
1924'de Ankara'da Musiki Muallim Mektebi kuruldu. Osmanlı sarayındaki müzik topluluğu başkente getirilerek Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası adıyla konserler vermesi sağlandı.
1970'lerden sonra geniş halk kitelerine hitap eden müziktir. Şu kategorilere ayrılır:
Mimaride dini yapılar anıtsaldır. Yakınçağa kadar temel üslup Koca Sinan'da belirginleşmiştir. Resimde ve heykelde din kültürünün etkisiyle gelişme olmamıştır ancak minyatür ve süsleme sanatlarında olmuştur. Türk sanatı çini, hat, ebru, seramik, tezhip ve halıcılıkta gelişmiştir. Müzik gerek sivil gerek askeri müzikte sanat müziğinden hafif müziğe çevrilir. Dini müzik Türk müziğinin önemli unsurudur. Halk müziği, klasik ve arabesk özelliktedir. Türk sanat müziği çağdaş bir sesle, hafif müzik klasik ve pop müzikle gelişmektedir. Türk edebiyatı şiir, hikâye, deneme, mizah, eleştiri dallarında eski ve yeni formatlarda dünya dillerine çevrilen eserler üretmektedir. Sözlü edebiyat geleneği, dini edebiyat formunda yaygındır ve en meşhuru kandillerde okunan mevlüddür. Halk edebiyatında dünya kültürüne Nasreddin Hoca tanıtılmış, halk danslarıyla ve seyirlik sanatlarla tarihi kültür yapıları yaşatılmıştır
Erken dönem Anadolu Türk mimarisi Türk kavimlerinin Anadolu’ya göç etmeye başladığı dönem ile Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu dönem arasındaki mimariyi inceler.Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimarileride özel bir önem arzetmektedir.
Türklerin çok değişik coğrafi koşullar, değişik kültür çevreleri içinde, uzun zaman aralığında oluşturduğu mimari eserler sözkonusu edildiğinde, Anadolu Türk Mimarisine özel bir yer tutmaktadır
Anadolu Selçuklu [değiştir]
Türk mutfağı Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı hem Balkan ve Ortadoğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.
Türk spor tarihi Yaşar Doğu, Tanju Çolak, Cemal Kamacı,Naim Süleymanoğlu,Hamza Yerlikaya,Halil Mutlu Nevin Yanıt,Nurcan Taylan,Süreyya Ayhan gibi milli şahsiyetlerle ifade edilmesine rağmen toplumda spor yapma yaygınlığı ve spora ayrılan bütçe çok geridir. En kabul gören spor futboldur . Geleneksel yağlı güreşi, cirit ve at yarışları ata sporu olarak sürerken avcılık, binicilik, kılıç, okçuluk, boks, atletizm, halter de Dünya ve Olimpiyat dallarında uluslararası başarı gösterilmektedir.
-
Türk Y-DNA haplogruplarına bakılırsa,Türkler'in %49,2'si E3b, G, J, I gibi Avrupalı ve Yakın Doğulu haplogrupları taşırken,%36'sı L, N, K, C, Q, O, R1a ,R1b gibi Orta Asya kökenli haplogruplara sahip.Ayrıca Türkler'in %1,5'u R2 ve H gibi Hint yarımadası kökenli haplogrupları taşımakta iken ,%1'i' de A, E3*, E3a gibi Afrika kökenli haplogruplara sahiptir.[kaynak belirtilmeli]
J1=9% - Arap Yarımadası insanları arasında
J2=24% - Doğu ve Batı Asya halkları arasında
R1a=6.9% - Doğu Avrupalılar ve Orta Asyalılar arasında
I=5.3% - Orta Avrupalılar ve Balkan halkları arasında
R1b=14.7% -Orta Asya ve Batı Avrupalılar arasında
G=10.9% - Kafkas halkları arasında
E1b1b=11.3% - Balkan nüfusu arasında
N=3.8% - Sibirya ve Altay nüfusu arasında
T=2.5% - Akdeniz ve Güney Asya nüfus
K=4.5% - Asya nüfus arasında
L=4.2% -Hindistan ve Horasan nüfuslarında
Q=1.9% - Kuzey Altay nüfusunda
iGENEA'ya göre Türk Y-DNA'sı: G 28 %(İskit geni,Türki ve Kafkas halklarında görülür) R1b 21 %(Batı avrupalı Keltler ile bazı Orta Asyalılar'da görülür) J 16 %(Ortadoğu geni) F 11 %(Uzakdoğu ve Orta Asya'da yaygındır) K 11 %(Kuzey Afrika geni) R1a 9 %(Kurgan geni,Türkler ve Slavlarda yaygındır) I2a 4 %(Nordik,Arnavut ve Cermenler'de görülür)[kaynak belirtilmeli]
Günümüz Modern Türkleri'nin kökeni; etnik olarak Türk olan, Türkçe'den başka bir anadile sahip olmayan Türkiye yurttaşları türkmen, tatar, manav, yörük, azeri, ahıska, nogay, karaçay, balkar, kumuk, avar, uygur, kırgız, özbek, avşar, çepni gibi adlarla anılan topluluklara mensup insanların soyundan gelirler. Osmanlı döneminde balkanlara dek yayılan türk nüfus Osmnalının yıkılmasından sonra balkanlardan önemli oranda geri göçe başlamıştır. çoğunluğunu oğuzların oluşturduğu ve tatar kıpçak gibi unsurların da oğuzlaştığı coğrafyaya moğollardan da gelen olmuş ve onlar da türkmenleşmiştir. ülkede etnik olarak yukarda sayılanların soyundan elli milyon Türk bulunur ayrıca en az beş - altı milyon insan da boşnak pomak çerkes çeçen laz acaray kürt unsurlarıyla türklerin ve birbirleri arasındaki karşımın ürünü olup türkleşmişlerdir oysaki bu gruplar önemli oranda osmanlı zamanında aidiyet ve kültürel açıdan türkmenleşmiş ve türklerle akrabalık ilişkileri kurmuşlardı boşnak ve pomakların balkanlarda asimile olan avar hun peçenek uz ve kıpçak kalıntılarıyla olan akrabalıkları da göz önüne alındığında ülkede etnik anlamda birbirine genetik olarak akraba en yüksek atmış milyonluk bir türk kitlesinden bahsebeiliriz kaldı ki Türkiye dönemi sürecinde kürt arap ve romanlar dışındaki bu osmanlının etkin asli unsurları olan ve oğuz baskın karakteri altında buluşmuş olan türkler TÜRK adıyla net bir uluslaşmayla kaynaşmışlardır. bu anlamda Türkiyede bilinçli kötü niyetli olarak ileri sürülen türkiyede türk yok halkı çok karışık iddiası ötesinde osmanlı - islam - oğuz çerçevesinde şekillenmiş akraba olan bir büyük kütle hakim durumdadır.
İsveçli Linnaeus (1735), “İri yapılı, beyaz tenli, güzel Osmanlı”yı, beyaz Kafkas ırkından -yani Avrupalı- saymıştı. Fizyonomist Lavrater (1854)’e göre Türkler, soylu Küçük Asya kanı ile Tatar (Mongoloid, sarı) ırkın maddi özelliklerinin melezi idi. Blumenberg (1865), antropolojik sınıflamasına göre, Türkler beyaz ırktandı. Garn (1964),Orta Asya steplerinin yerleşik ya da göçebe hayvancılarının fizik özelliklerini, doğal seçilim sonucu ortaya çıkan değişmelerle açıklamaya çalışır. Hazar Denizi ile Pamir Yaylası arasını yurt edinmiş insanlar, ne tam beyaz ne de sarı idi, öteki ırklarla karışmış, zamanla değişikliğe uğramışlardı.[90]
Wallois’e göre, Türk, Türk-Tatar veya Turan ırkının bazı fiziksel (görünür) beden özellikleri Moğol ırkına benzediği için, çoğu araştırmacılar, Turanlılar’ı sarı ırktan saymışlardı. Oysa Turanlılar’ı beyaz (Kafkas) ırkın Orta Asya’ya doğru uzanan dalı veya kolu saymak daha doğru olurdu. Turan (Orta Asya) düzlüklerinde göçebelik yapan Türkler’in, Moğollar’la karışmış bulunmaları olasıydı. Weiner (1971), Anadolu ırkının Küçük Asya'dan Pamir'e kadar uzanan vadilerde yaşadığını, Ermeni veya Kafkas ırkının alt gurubu olan Dinarik ırkla benzerlikleri nedeniyle Avrupa kökenli sayıldıklarını söylemektedir.[90]
Afet İnan, yaptığı çalışmalarda; Anadolu (Türk) ırkının %75 oranında Brakisefal, düz ince burunlu, kahverengi saçlı, sonuç olarak "Dinarik" ile karışmış Alpli yani "Beyaz-Ari" olduğu sonucuna varmıştı.[91] Moğolların oranı % 5'ten azdı. Gerçi fenotipik (görünür) özellikler böyleydi; ama kan grupları gibi genotipik (laboratuarda saptanan görünmez) bazı özellikler Türkler'in, Sarı Asyalılarla, Beyaz Avrupalılar arasında bulunduğu görüşünü desteklemektedir.[91]
AVRUPA'DA YAŞAYAN TÜRK NÜFUSU [değiştir]
Makedonya Cumhuriyeti etnik gruplar haritası (2002 yılı)
Türkçe sözcük varlığı köken tablo görünümü. Mavi: Türkçe sözcükler, diğer renkler: diğer dillerden Türkçeye geçen yabancı sözcükler
Country |
Total Turkish population |
Further information |
Lists of Turks |
 |
|
|
|
 |
|
|
|
 |
300,000-350,000[92] |
Turks in Austria |
List of Austrian Turks |
a[›] |
110,000[93] |
Turks in Azerbaijan |
|
 |
154 |
|
|
 |
200,000[94][95] |
Turks in Belgium |
List of Belgian Turks |
 |
250 |
Turks in Bosnia and Herzegovina |
|
 |
800,000[96][97]-1,500,000[98] |
Turks in Bulgaria |
List of Bulgarian Turks |
 |
300[99] |
Turks in Croatia |
|
b[›]
 |
2,000[100]
260,000[101] |
Turks in Cyprus |
List of Cypriots |
 |
1,700[102] |
|
|
 |
70,000[103] |
Turks in Denmark |
|
 |
24[104] |
|
|
 |
7,000 |
Turks in Finland |
|
 |
500,000[105][106] |
Turks in France |
List of French Turks |
c[›] |
2,500 |
Turks in Georgia |
|
 |
3,500,000 [107][108][109][110] |
Turks in Germany |
List of German Turks |

Western Thrace
Athens
Rhodes and Kos
Thessaloniki |
Total number unknown
150,000[111][112]
10,000[113] to 15,000[114]
5,000[115][116]
5,000[114] |
Turks in Crete
Turks in Western Thrace
Turks in Athens
Turks in Rhodes and Kos
Turks in Thessaloniki |
|
 |
1,700[117] |
Turks in Hungary |
|
 |
68[118] |
|
|
 |
3,000[119] |
Turks in Ireland |
|
 |
17,651[120] |
Turks in Italy |
|
d[›] |
150,000[93] |
Turks in Kazakhstan |
|
e[›] |
50,000[121] |
Turks in Kosovo |
|
 |
38 |
lv:Turki Latvijā |
|
 |
1,000[122] |
Turks in Liechtenstein |
|
 |
35[123] |
|
|
 |
450[124] |
Turks in Luxembourg |
|
 |
77,959 (2002 census)[125][126] -
200,000 [127][128] |
Turks in the Republic of Macedonia |
|
 |
53[129] |
|
|
 |
1,000 |
Turks in Moldova |
|
 |
|
|
|
 |
|
Turks in Montenegro |
|
 |
400,000-500,000[130] |
Turks in the Netherlands |
List of Dutch Turks |
 |
16,000[131] |
Turks in Norway |
|
 |
2,500[132] |
Turks in Poland |
|
 |
250[133] |
|
|
 |
55,000[134] |
Turks in Romania |
|
f[›] |
100,000 |
Turks in Russia |
|
 |
|
|
|
 |
20,000 |
Turks in Serbia |
|
 |
150[135] |
|
|
 |
259[136] |
|
|
 |
4,000[137] |
Turks in Spain |
|
 |
70,000[138] |
Turks in Sweden |
|
 |
100,000[139] |
Turks in Switzerland |
List of Swiss Turks |
 |
10,000[140] |
Turks in Ukraine |
|
 |
500,000[141] |
Turks in the United Kingdom |
List of British Turks |
Total |
6,965,936 - 8,853,936 |
|